Hindistan ve Nepal'de dikkat edilmesi gerekenler

Dünyanın neresinde olursanız olun hırsızlara ve diğer istenmeyen durumlara karşı en çok güvenmeniz gereken şey hisleriniz ve dikkatiniz olmalı. Hindistan ve Nepal’de bulunduğum süre içinde elimden geldiğince dikkatli olmaya çalıştım. Aslında başlangıçta göstereceğiniz bir parçacık dikkat, rahatlıkla duyularınızın uyanmasına ve zamanla bunun bir refleks haline gelmesine neden olacaktır. Aşağıda gezinizin sorunsuz geçmesi için özen göstermeniz gereken konular, birkaç farklı başlıkta dikkatinize sunuluyor.

Hırsızlık

Hırsızlığa karşı yanınızda mutlaka küçük ve orta boy asma kilitlerle bir metre civarında güven veren kalınlıkta bir zincir götürmek gerekiyor. Çantanızın sınırlı hacim ve ağırlık kapasitesinden önemli bir pay alsa da, bu önemli. Ayrıca günlük gezileriniz esnasında pasaport, bilet, para gibi değerli şeylerinizi yanınızda taşımanızı, odada bırakmamanızı ve diğer malzemelerinizi kilitli şekilde çantanızda saklamanızı öneririm. Tren, otobüs gibi ulaşım araçlarıyla yapılan yolculuklar esnasında mümkün olduğunca çanta(ları)nızı göz mesafesinde tutun. Her ne kadar her seferinde açmak-kapamak zahmetli olsa da çantalarınızı kilitlemeden bırakmayın.

Bol renkli ve gösterişli kıyafetler, sadece acemi gezginlerin tercihi. Yolda karşılaştığım neredeyse bütün sırt çantalılar, hem çantalarında hem de kılık kıyafetlerinde bol kesimleri ve gri, siyah gibi koyu renkleri tercih etmişti. Gösterişli olmasa da çantam dahil nispeten renkli kıyafetlerim onların arasında bile dikkat çekiyordu. Hırsızların, evrensel bir gerçek olarak, popüler ve kalabalık turist bölgelerini hedeflediğini unutmamak, buralarda daha dikkatli olmak gerekiyor.

Özellikle tren ve otobüs varış noktalarındaki karışıklık ve bunun yarattığı şaşkınlık, hırsızlar için biçilmiş kaftan. Tek başına seyahat edenler için durum çok daha riskli elbette. Tuvalete gitmek gibi sıklıkla karşılaşılacak durumlarda, çantalarınıza göz kulak olması için bir nevi kader ortağı olduğunuz bir başka gezginden yardım istemek daha doğru olacaktır.

Alternatif trekking rotalarını detaylı çizimlerle gösteren, ulaşım bilgilerini en ince ayrıntısına kadar bulabileceğiniz rehber kitaplar var. Bu kadar detaylı sunumlar her ne kadar teşvik edici olsa da, bir günlük veya daha uzun, her hangi bir rotayı tek başınıza denemeniz, bir takım riskleri göze almak anlamına gelir. Rotanın kolay olduğunu düşünseniz bile en az iki kişi olmak veya yerel bir rehberle anlaşmak daha güvenli.

Yiyecek ve içecek

Birçok yerde açıkta satılan yiyecek ve içecekler, sağlık sorunlarına davetiye çıkarıyor. Yerel halkın, bu çeşit gıdaların içerdiği mikroplara karşı son derece gelişmiş bir bağışıklık sistemi bulunuyor. Ben vücudumun vereceği tepkileri göze aldığım için merakımı yenemeyip birkaç kez denedim, bir şey de olmadı. Ancak hiç alışık değilseniz, midenizi bozma ihtimaliniz var.

Her iki ülkenin de musluk suları normalin çok üstünde mikroplu. Hani karşılaştırıldığında İstanbul’un uzun yıllardır içilemeyen musluk suları, bunların yanında menba suyu gibi kalıyor. Nepal gibi Himalalar’ın eteklerindeki bir ülkenin musluklarından sapsarı su akmasını çok yadırgamıştım. Bu nedenle, sadece ilk kez kendinizin açtığına emin olduğunuz pet şişelerden su içmek ve restoranlarda, kafelerde içeceklerinize buz atmamak gibi birkaç küçük önlem alabilirsiniz. Mecbur kaldığınız ve size temiz gibi görünen bir suyu içmek zorunda kalırsanız dahi, Faruk Budak’ın önerdiği bir yöntemi uygulamanızı salık veririm. Göz damlalığıyla bir damla çamaşır suyu katıp bir dakika beklerseniz, suyunuzu biraz daha güvenli içebilirsiniz.

Kültür ve inanç farklılıkları

Hindistan ve Nepal, dünyanın birçok köşesinde olduğu gibi günlük alışkanlıklarından kültürüne, dinsel inançlarından ahlaki değerlerine ülkemizden çok farklı reflekslere sahip. Bütün farklılıklar gibi saygı gösterilmeyi hak ediyor. Bu yüzden, yüzeysel de olsa temel birkaç bilgi, işinizi kolaylaştıracaktır.

Söz gelimi; eğer bilseydim, Agra’da Cuma Camii’nden Agra Kalesi’nin önünde beni bekleyen rehberime dönerken sokak arasında rastladığım, tanrı Şiva’nın heykellerinin yapıldığı atölyenin ve çalışan ustalarının fotoğraflarını çekmeyi denemezdim. Tanrılarının fotoğraflarını çektiğimi gören Hintli usta, büyük bir tepki gösterdi. Neyse ki, bu defa olay fazla büyümedi ama şu kuvvetle muhtemeldi ki henüz gezinin başında makinemin, daha kötüsü benim başıma bir şey gelebilirdi.

Bu coğrafyadaki her şeye sabırlı olmak gerekiyor. Yol notları bölümünde, ısrarları ve tacizleriyle beni sık sık patlama noktasına getiren satıcı, rikşacı ve komisyonculardan bahsetmiştim. Öyle anlar var ki gerçekten kızmamak, bağırmamak için kendinizi zor tutuyorsunuz. Bu doğru. Ancak yine de diğer Batılı turistler gibi güler yüzü, hoş görüyü elden bırakmamak lazım. Sadece olası bir kavgada sonu nereye gider diye düşünmekten değil; yoksulluğun kol gezdiği bu topraklarda üç-beş rupi daha fazla kazanmak, ailesinin nafakasını çıkarmaktan başka suçu olmayan bir baba, bir kardeş olduğu için.

Yorumlar

Yorumlar

Blog Yazıları

  • Vize

    10 Mart 2015 Salı

    Nepal de Hindistan da Türk vatandaşlarına vize uyguluyor. Nepal vizesi, İstanbul’da Fahri Konsolosluktan alınabildiği [...]

  • Hindistan ve Nepal'de dikkat edilmesi gerekenler

    28 Temmuz 2015 Salı

    Dünyanın neresinde olursanız olun hırsızlara ve diğer istenmeyen durumlara karşı en çok güvenmeniz gereken şey hisler [...]

Etiket

Galeri